İstanbul, Sultanahmet Camii'nden mahyalı bir görünüm |
Ramazan aylarında camilerin minareleri arasına ışıklarla yazılan yazılardır mahyalar. İstanbul’a özgü ve bir Osmanlı buluşu olan mahyanın geçmişi 1600’lü yıllara kadar gider. İlk mahyanın Sultan I. Ahmet döneminde yazıldığı, ilk mahyayı yazanın da İstanbul’daki Fatih Camii müezzinlerinden Hattat Hafız Ahmet Kefev olduğu bilinir.
İstanbul’da doğan sanat
Mahyaların
kurulmasındaki amaç, gökyüzüne yazılan yazılarla insanları iyiliğe yöneltmek ve
çocuklara ramazan ayını sevdirmekti. Mahya kurmak için bir caminin en az iki
minaresinin olması şarttı. Osmanlı padişahları tarafından yaptırılan iki, dört
ve altı minareli ‘selatin camileri’ İstanbul’da bulunduğundan mahya sanatı da
İstanbul’da doğmuştu. “İkinci başkent” olarak anılan Edirne de ramazan
aylarında ihmal edilmezdi. Edirne’deki selatin camilerine mahyalar kurulur, askı
mahyasıyla Meriç Irmağı ışığa boğulurdu.
Yüzlerce kandil
Osmanlı
döneminde mahyacılık başlı başına bir sanat koluna dönüşmüştü ve o yıllarda
aydınlatmada yağ kandilleri veya mum kandilleri kullanılırdı. Minarelerin
şerefeleri arasına kalın halatlar gerilir, halatlara halkalar, kancalar ve
ardından da kandiller asılırdı. Gökyüzünü aydınlatan kandillerin sayısı
yüzlerceydi. Soğuk kış aylarında, sert rüzgara rağmen ışıl ışıl yanardı
yazılanlar.
Yeryüzündeki yıldızlar
Usta-çırak
ilişkisiyle öğrenilen mahyacılık sanatı kuşaktan kuşağa aktarılır, bu mesleği
yapanlar saygı görürdü. Minareler arasına kurulan mahyalar, halk için başlı
başına merak konusuydu. Zira, mahyacılar her gece yeni bir mahya kurmak için
adeta birbirleriyle yarışırlardı. 1877’de hayatını kaybeden Abdüllatif Efendi,
İstanbul’un en önemli mahyacılarındandı. Ramazanın 15’inci gecesi Süleymaniye
Camii’nin minarelerine kurduğu ‘Hünkar Kayığı’ mahyasıyla ünlenmiş Abdüllatif
Efendi, gemi direkleri arasına da mahya kurmuş ve takdir toplamıştı. Öyle ki İstanbul’a
gelen yabancılar, “Türkler gökyüzündeki yıldızları yeryüzüne indirip onlarla
yazılar yazmışlar” yorumunu yaparlardı.
Camilerin
elektrikle aydınlatılmaya başlamasının ardından mahyacılık kolaylaştı ve ayrı
bir sanat kolu olmaktan çıktı. Kandil yerine renkli elektrik ampulleriyle mahya
kurma geleneği günümüzde halen sürüyor ve bu ramazan da İstanbul ışıklar içinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder