Virginia
Woolf, on dokuzuncu yüzyıl İngiltere’sinde, Viktorya tarzı yaşamın olanca
ağırlığıyla hissedildiği bir dönemde dikiş dikmekten hoşlanmayan, çamaşırlarını
tutturmak için çengelli iğne kullanan bir kadındı. Ekmek ve pasta hazırlamayı
sevmez, portakal reçeli yapmazdı.
Virginia Woolf |
On
üç yaşındayken annesinin ani ölümüyle ağır bir sinir hastalığına yakalandı.
İyileşmesi uzun zaman aldı.
Virginia
için mutluluğun karşılığı baloda dans etmek yerine, bir kitapla karanlık bir
köşeye çekilmekti. Bir gün, bir mefruşat dükkanından yeşil bir döşemelik kumaş
satın aldı. Çok beğendiği kumaştan gece elbisesi diktirdi. Ancak bu
hareketi erkek kardeşi George tarafından hakarete uğramasına yol açtı. Virginia
Woolf sık sık ortaya çıkacak sinir krizlerinin hissettirdiklerini her defasında
aynı sözle tarif etti: “Başarısız.”
Sürekli
bir hayal kırıklığı içindeydi.
1904'te
babasının ölümünden sonra ağır bir sinir krizi daha geçirdi. 1912 yılında
Leonard Woolf’le evlendi. 28 yıl boyunca Virginia, Leonard'ı hayatta herkesten
çok sevdi. Tutkudan mahrum evliliklerinde kendini yazılarına bıraktı.
Kendine
Ait Bir Oda feminist hareketin klasik bir kitabı olarak kabul edildi. Kadınlara,
“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın,
erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” diye seslendi.
Depresyon
geçirip sinirlerine hakim olamadığında, yaşadığı dönemde sinir hastası
kadınlara uygulanan tedavi şekliyle tecrit ediliyordu. Ölümünden bir gün önce
doktoru muayene ettiğinde, “Bana dinlenme kürü vermeyeceğinize söz verir
misiniz?” demişti.
Virginia
Woolf, 28 Mart 1941'de intihar eti. Ölümü seçen Woolf'un cesedi Ouse Nehri'nde
bulunduğunda ceketinin cepleri ağır taşlarla doluydu.