8 Ocak 2014 Çarşamba

Sanat, doruk ve Sinan

Yavuz Selim, Kanuni Süleyman ve III. Murat dönemlerini görmüş Mimar Sinan, Osmanlı topraklarını eserleriyle donatmış.

Sinaneddin Yusuf, Kayseri'de dünyaya gelir. 1511 yılında Yavuz Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a getirilir ve Yeniçeri Ocağı’na alınır. Ocakta dülger olur ve böyle başlar ustalık hikayesi. 

Sinan'ın "Kalfalık Eserim" dediği İstanbul'daki Süleymaniye Camii

Yavuz Selim'in Mısır Seferi’ne katılır. Kanuni Süleyman’ın Belgrad Seferi’nde yeniçeri, Rodos Seferi’nde atlı sekbandır. Mohaç Meydan Savaşı’nda gösterdiği yararlılıklardan ötürü acemi oğlanlar yayabaşılığına yükselir. Terfilerini zemberekçibaşılık ve başteknisyenlik izler. Kanuni Süleyman’ın İran Seferi sırasında, Van Gölü'nde karşı sahile gitmek için iki hafta gibi kısa sürede üç kadırga yapıp donatır. Bağdat Seferi’ndeyse Van Kalesi kuşatması sırasında, göl üzerinde nakliyat yapan kalyonlara top yerleştirir. Hayatındaki dönüm noktası, 1538 yılındaki Kara Boğdan Seferi’nde gerçekleşir. 

Osmanlı ordusu Prut Nehri kıyısında kalmış, daha ileriye gidememektedir. Nehri geçebilmek için güçlü ve yüksek bir köprü şarttır. Ancak tüm çabalara karşın bataklık alana kurulan tüm köprüler büyük bir gürültüyle çökmektedir. Vezir Lütfi Paşa’nın emriyle köprünün yapım görevi Sinan’a verilir. Sinan, on gün gibi kısa bir sürede istenen köprüyü inşa etmeyi başarır. Bundan böyle Sinan, on yedi yıl süren yeniçerilik hayatının ardından kırk dokuz yaşında bir mimarbaşıdır.

Sinan'ın "Ustalık Eserim" dediği Edirne'deki Selimiye Camii

Sinan’ın, mimarbaşılığa getirilmeden önce yaptığı Halep’teki Hüsreviye Külliyesi, buradaki ilk büyük Osmanlı eseridir. İstanbul’daki ilk eseri olan Haseki Külliyesi, Haseki semtine adını vermiştir. Dört yarım kubbenin ortasında merkezi bir kubbe planında ortaya çıkan Şehzade Camii, daha sonra yapılan tüm camilere örnek oluşturacaktır.


“Kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camii, İstanbul’daki en muhteşem eseridir. Dünyanın en güçlü yöneticisinin emriyle, dünyanın en büyük mimarı tarafından, dünyanın en güzel şehrine yapılacak anıt eser muhteşemdir.

Klasik mimaride doruk noktası Selimiye 
Klasik dönem mimarisinin doruk noktası olan Selimiye Camii, şehre egemen konumdaki düzlük üzerinde, duvarlarla çevrili bir avlunun içinde yer alır. Muhteşem kubbesiyle uzaklardan dahi seçilir. Selimiye’nin kütle kompozisyonunda yukarıya doğru çıkıldıkça kendini belli eden sekizgen gövde, devasa kubbeyle taçlanır. Selimiye, Sinan’ın tüm dehasını gözler önüne seren muhteşem bir eserdir.

Sinan’ın eserleri Osmanlı medeniyetini Balkanlar’ın içlerine kadar taşır. Neredeyse 450 yıla yakın bir süre ayakta kalmayı başarmış, ancak savaşta yıkıma uğramış Bosna-Hersek’teki Mostar Köprüsü, Sinan’ın denetiminde yapılmıştır. Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan yazar İvo Andriç'in romanına konu olan Vişegrad'daki Drina Köprüsü de Sinan’ın eseridir.

Savaşta yıkılan Mostar Köprüsü Sinan'ın denetiminde yapılmıştı

Kubbet-üs-Sahra’nın onarımı, Kanuni döneminde Sinan tarafından yapılır. İslam’ın en kutsal mekanı Kabe’de, Harem-i Şerif’i çevreleyen revaklar ve kubbeler de Sinan tarafından onarılır. Sinan, Ayasofya’ya da büyük özen gösterir. Ayasofya’nın kubbesini onararak çevresine takviyeli duvarlar yapar ve eserin günümüze sağlam olarak gelmesine katkıda bulunur.

Mimar Sinan 92 cami, 52 mescit, 57 medrese, yedi darül-kurra, 22 türbe, 17 imaret, üç darüşşifa, beş su yolu, sekiz köprü, 20 kervansaray, 36 saray, sekiz mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 375 eser verir. 1588 yılında İstanbul'da vefat eden Mimar Sinan, Süleymaniye Camii'nin yanında kendi yaptığı beyaz taşlı, sade türbeye defnedilir.

Uzaktan bakınca türbenin bir mimar pergelini andırdığını söyleyenler vardır. 

2 yorum:

  1. severek okudum çok güzel bir yazı olmuş benim bloguma da beklerim sizi
    www.rookieicon.com

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Zeynep Hanım.

    YanıtlaSil