18 Haziran 2015 Perşembe

Hükümdar Süleyman ile büyük mimar Sinan’ı buluşturan eser

İstanbul’un üçüncü tepesine oturup oradan Haliç’e bakan Süleymaniye, oldukça geniş bir alanı kaplıyor. Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye, tarihteki nice mimarın ustalık eseri olamayacak kadar güçlü bir anıt. Sayısız deprem geçirmesine rağmen caminin duvarlarında ufak bir çatlak dahi oluşmamış. 

 Yedi yıl gibi kısa sürede tamamlanan Süleymaniye Camii

Tarihçi İbrahim Peçevi’nin yazdığına göre, külliye yapımında 896.360 filori ve 82.900 akçe harcanmış. Bozcaada, İzmit, Mut, Ezine, Gazze ve Lübnan gibi farklı yerlerden taş örnekleri ve sütunlar getirilmiş. Sayıları üç bini bulan sanatçı, usta ve işçi külliyenin yapımı için aralıksız çalışmış. 

Hat yazıları Karahisari'nin imzasını taşıyor

Dört halifeyi temsil eden sütunlar
Kubbeyi taşıyan dört büyük sütun, Sinan tarafından özellikle İslam’ın dört halifesini temsil etmek üzere dizayn edilmiş. Sütunlardan biri İskenderiye’den, biri bugün Lübnan sınırları içerisinde bulunan Baalbek’ten, biri İstanbul’daki Kıztaşı’ndan, biri de Saray-ı Amire’den getirilmiş. Tekinin ağırlığı 40-50 tonu bulduğu için sütunların taşınması için özel gemiler yaptırılmış. 

Süleymaniye'nin muhteşem planı hayranlık uyandırıyor

Hat Güneşi’nin son yazıları
Süleymaniye Camii’nin 26,5 metre çapındaki kubbesi, kendinden önceki tüm devasa kubbelere meydan okumak üzere inşa edilmiş. Kubbedeki yazıları döneminin en önemli hattatlarından Ahmet Karahisari ile öğrencisi Hasan Çelebi yazmışlar. Sanatındaki ustalığı nedeniyle ‘Hat Güneşi’ olarak anılan Karahisari, kubbenin son yazısını tamamlamasıyla birlikte görme yetisini tamamen kaybetmiş. Mihrabın yaslandığı duvardaki vitraylı pencereler ve mihrabın iki yakasındaki çerçeveler ise Sarhoş İbrahim denilen ustaya ait. 


Bir Türk minyatüründe Süleymaniye

4 ve 10 sayısındaki esrar
Caminin dört minaresi, Kanuni Sultan Süleyman’ın fetihten sonraki dördüncü padişah olmasını simgeliyor. Minarelerin on şerefesi de Süleyman’ın devletin kurulmasından sonra tahta çıkan onuncu hükümdar olmasını ifade ediyor. Cami, 128 pencere ve sayısız kandille aydınlanıyor. Sinan, içerideki havayı temizlemek için özel bir mekanizma geliştiriyor. Hava akımından yararlanarak şamdan ve mumların isinin duvarları kirletmesini ve insan nefesinin ısınma yaratmasını önlemek gayesiyle giriş kapısının üzerine bir oda yerleştiriyor. Odanın tavanında biriken isten ise hattatların yazılarında kullanmaları için kaliteli is mürekkebi elde ediliyor. 

Yedi yıl gibi kısa bir sürede yapımı tamamlanan Süleymaniye Camii, kubbesinin ve minarelerinin zarafetiyle yedi tepeli şehrin silüetine estetik katmaya devam ediyor. 

1 yorum: