İstanbul’un
üçüncü tepesine oturup oradan Haliç’e bakan Süleymaniye, oldukça geniş bir
alanı kaplıyor. Sinan’ın “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye, tarihteki nice
mimarın ustalık eseri olamayacak kadar güçlü bir anıt. Sayısız deprem
geçirmesine rağmen caminin duvarlarında ufak bir çatlak dahi oluşmamış.
Yedi yıl gibi kısa sürede tamamlanan Süleymaniye Camii |
Tarihçi
İbrahim Peçevi’nin yazdığına göre, külliye yapımında 896.360 filori ve 82.900
akçe harcanmış. Bozcaada, İzmit, Mut, Ezine, Gazze ve Lübnan gibi farklı
yerlerden taş örnekleri ve sütunlar getirilmiş. Sayıları üç bini bulan sanatçı,
usta ve işçi külliyenin yapımı için aralıksız çalışmış.
Hat yazıları Karahisari'nin imzasını taşıyor |
Dört
halifeyi temsil eden sütunlar
Kubbeyi
taşıyan dört büyük sütun, Sinan tarafından özellikle İslam’ın dört halifesini
temsil etmek üzere dizayn edilmiş. Sütunlardan biri İskenderiye’den, biri bugün
Lübnan sınırları içerisinde bulunan Baalbek’ten, biri İstanbul’daki
Kıztaşı’ndan, biri de Saray-ı Amire’den getirilmiş. Tekinin ağırlığı 40-50 tonu
bulduğu için sütunların taşınması için özel gemiler yaptırılmış. Süleymaniye'nin muhteşem planı hayranlık uyandırıyor |
Hat
Güneşi’nin son yazıları
Süleymaniye
Camii’nin 26,5 metre çapındaki kubbesi, kendinden önceki tüm devasa kubbelere
meydan okumak üzere inşa edilmiş. Kubbedeki yazıları döneminin en önemli
hattatlarından Ahmet Karahisari ile öğrencisi Hasan Çelebi yazmışlar. Sanatındaki
ustalığı nedeniyle ‘Hat Güneşi’ olarak anılan Karahisari, kubbenin son yazısını
tamamlamasıyla birlikte görme yetisini tamamen kaybetmiş. Mihrabın yaslandığı
duvardaki vitraylı pencereler ve mihrabın iki yakasındaki çerçeveler ise Sarhoş
İbrahim denilen ustaya ait. Bir Türk minyatüründe Süleymaniye |
4
ve 10 sayısındaki esrar
Caminin
dört minaresi, Kanuni Sultan Süleyman’ın fetihten sonraki dördüncü padişah
olmasını simgeliyor. Minarelerin on şerefesi de Süleyman’ın devletin
kurulmasından sonra tahta çıkan onuncu hükümdar olmasını ifade ediyor. Cami,
128 pencere ve sayısız kandille aydınlanıyor. Sinan, içerideki havayı
temizlemek için özel bir mekanizma geliştiriyor. Hava akımından yararlanarak
şamdan ve mumların isinin duvarları kirletmesini ve insan nefesinin ısınma
yaratmasını önlemek gayesiyle giriş kapısının üzerine bir oda yerleştiriyor.
Odanın tavanında biriken isten ise hattatların yazılarında kullanmaları için
kaliteli is mürekkebi elde ediliyor.
Yedi
yıl gibi kısa bir sürede yapımı tamamlanan Süleymaniye Camii, kubbesinin ve
minarelerinin zarafetiyle yedi tepeli şehrin silüetine estetik katmaya devam
ediyor.
Müthiş bir giriş, ne yazık ki hiç yorum yok. Tebrikler.
YanıtlaSil