Sabahattin
Ali, genç yaşta cezaevinin yüksek ve soğuk duvarlarıyla tanışmış bir edebiyatçı.
İşsizlik ve parasızlık içinde geçen ömrü bir nisan gecesi Bulgaristan
sınırındaki ormanlık alanda son buldu.
Sabahattin Ali |
Anadolu
insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandıran Sabahattin Ali,
toplumda ezilen insanların acılarını dile getirdi. 1937'de yayımlanan Kuyucaklı
Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biri oldu.
Konya
Cezaevi’nde sonra Sinop Cezaevi’nde tutuklu kaldı. Evliya Çelebi’nin
“Burçlarında gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Oradan mahkum kaçırtmak değil,
kuş bile uçurtmazlar” sözleriyle anlattığı Sinop Cezaevi’nde, “Dışarıda deli
dalgalar/Gelip duvarları yalar/Seni bu sesler oyalar/Aldırma gönül aldırma”
dizeleriyle tanınan Hapishane Şarkısı 5 adlı şiirini yazdı.
Sabahattin Ali'den başka Nazım ve Necip Fazıl'ın da yattıkları Sinop Cezaevi |
Mizah dergilerinde çıkan yazıları dolayısıyla üç ay hapis yattı. Bir başka dava nedeniyle son olarak Üsküdar’daki Paşakapısı Cezaevi’nde de yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra yazmayı bırakıp kamyon şoförlüğü yapmaya başladı. Yurt dışına gitmek istese de başarılı olamadı. Bulgaristan'a kaçmak isterken sınırda, bir kaçakçı tarafından öldürüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder