Antik,
telli bir çalgı olan lir, arp ailesinden gelir. Tarihi M.Ö. 9’uncu yüzyıla
kadar gider. Kythara ile karıştırılsa da daha küçük ve ayaksızdır. U harfi
formuyla ağaçtan oyulmuştur. Parmaklarla çalınan lir, kucakta iki diz arasında
tutulur. Lirin en ilkel formu kaplumbağa kabuğundan olandır. Yarım küre
şeklinde, içi boşaltılmış kaplumbağa kabuğunun iki ucuna karşılıklı olarak
yerleştirilen üç kirişin gerilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Charles Paul Landon, Orphee |
Bartolomeo Manfredi, Apollon ve Marsyas |
Lirli
efsanelerden biri Anadolu'da, Kral Midas'ın huzurunda yaşanır. Bir gün bir
kaval bulan Athena, onu öttürerek eğlenmeye başlar. Athena’yı kaval çalarken
görenler yüzünün aldığı şekle gülerler ve alay ederler. Buna çok öfkelenen
Athena elindeki kavalı fırlatıp atarken “Seni kim bulursa başına bela gelsin!”
der.
“Eşek
kulaklı müzikten ne anlar?”
Babası
iyi bir müzisyen olan ve iyi bir müzik kulağına sahip Marsyas kavalı bulur.
Büyülü sesi öyle hoşuna gider ki yanına alır. Zamanla çaldığı kavalla büyük
şöhret kazanır. Bunu duyan Apollon biraz da kıskançlıkla Marsyas’ı yarışa davet
eder. Kral Midas bu yarışa şahitlik edecektir. Apollon liri, Marsyas ise
kavalıyla yarışmaya katılırlar. Marsyas’ın kavalından öyle muhteşem bir müzik
duyulur ki etraftaki herkes büyüsüne kapılır. Bunun üzerine Midas, Marsyas'ın
Apollon'u geçtiğini ve yarışmayı kazandığını ilan eder. Karara sinirlenen
Apollon, “Eşek kulaklı müzikten ne anlar?” diyerek Midas'ın kulaklarını eşek
kulağına çevirir. Öfkesi dinmeyince Marsyas'ı da bir ağaca bağlar ve derisini
yüzerek öldürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder