Adıyaman’ın
Kahta ilçesindeki Nemrut Dağı, 2.150 metre yüksekliğiyle doğal ve muhteşem bir
piramidi andırıyor. Dünyanın sekizinci harikası, 1987 yılında UNESCO tarafından
Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiş.
Nemrut Dağı’nın tepesindeki tümülüs (bir tür mezar) ile tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller göğe doğru yükseliyor. Etrafını saran kabartmalı eserlerle birlikte son derece ilgi çekici bir panorama. Eserler Kommagene Krallığı’na ait. Kommagene Kralı I. Antiochos’ın ağzından yazılan, Nemrut Dağı'nın sırrını ve Antiochos'un yasalarını yüzyıllar sonrasına aktaran.
Yunanca
‘Genler Topluluğu’ anlamına geliyor krallığın adı. Suriye'nin kuzeyi, Hatay,
Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve Fırat Nehri'nin çevrelediği verimli topraklara
uzanmış. Grek ve Pers uygarlıklarının inanç, kültür ve geleneklerini
bütünleştirmiş küçük ama güçlü bir krallık. Araziler tarım ve hayvancılığa
elverişli, ekonomisi gelişmiş. İşlenmeye uygun, son derece değerli sedir ağacı
ormanlarıyla kaplı toprakları.
Kommagene
Krallığı, ilk olarak Mithradates Kallinikos tarafından, MÖ 109 yılında kuruluyor.
Baba tarafından “Krallar Kralı” olarak anılan Pers krallarından Darius ile
akraba. Anne tarafından ise Makedonya hükümdarı Büyük İskender ile akrabalık
bağının olduğu biliniyor. Anne ve baba tarafından gelen bu etnik farklılığı
birleştirerek kültür zenginliği haline dönüştürmenin göstergesi olarak tanrı
heykellerinin yüzü doğuya ve batıya çevrilmiş. Kallinikos, tanrılarla olan
bağını kuvvetlendireceği ve böylelikle ulusunu barış içerisinde yaşatacağı
inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar inşa ettiriyor. Tanrı
heykellerinin isimleri hem Grek hem de Pers diliyle ifade edilmiş.
Bugün
Nemrut Dağı, çevresindeki Kommagene Krallığı eserleriyle birlikte ülkemizin
önemli milli parklarından biri. Park sınırları içerisinde Nemrut Dağı’ndaki dev
heykeller ve tümülüs, Arsameia (Eski Kale), Yeni Kale, Karakuş Tepesi ve
Cendere Köprüsü yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder