Viyolonsel,
diğer adıyla çello. On altıncı yüzyılda Avrupa’da ortaya çıkmış keman ailesinin
bir üyesi. Bu zarif aile, viyolonselden başka keman, viyola, ve string bass’tan
oluşur. İsimleri, Orta Çağ Latincesinde telli saz anlamına gelen ‘viyola’dan
türemiştir. Çok seslilikte bas sesin önemi büyük olduğundan akorlar, armoniler
bas ses üzerine kurulur. Bu, viyolonselin orkestra ve oda müziğindeki rolünü
güçlendirir.
Günümüze ulaşmış en eski viyolonseller, 1560’lı yıllarda İtalyan imalatçı Andrea Amati tarafından yapılmış olanlardır. On sekizinci yüzyıla gelindiğindeyse tek başına belirgin bir çalgı olarak kendini göstermeye başlar. Barok dönemde yalnızca viyolonsele özel suitler yazan büyük müzisyenler olmuştur. Bu isimlerden biri beş yüzden fazla konçerto bestelemiş ve ‘konçertonun babası’ olarak anılan Antonia Vivaldi’dir.
Yapıtları tüm Avrupa müzik geleneğini kapsayan, on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısının en önemli Alman romantik bestecilerinden Johannes Brahms viyolonsel için konçerto ve benzeri eserler icra eder. Yirminci yüzyıldaysa değişik müzik türlerini ustalıkla icra edebilen Sergei Prokofiev ve yüzyılının en önemli senfonilerini yazan Dmitri Shostakovich gibi besteciler viyolonseli solo enstrüman olarak geliştirir.
Genellikle
akustik olarak kullanılır viyolonsel. Açık alandan konser salonlarına varıncaya
kadar her alanda çalınabilir. Oldukça etkili bir konçerto ve resital
çalgısıdır. Orkestra ve oda müziğinde oldukça aktif, çok yönlü ve önemlidir. Taşıması
zordur, pahalıdır, kolay satın alınamaz. Müzisyenleri kendine aşık eder,
orkestraların vazgeçilmezidir. Çaldığı yerde çekim alanları yaratır ve o müthiş
tılsım her yanı sarar.
Çelloyla ilgili çok bilgilendirici bir paylaşım olmuş, harikasınız. Aynı zamanda Çello Kursu İzmir tarafından yazılmış Çello Çeşitleri Nelerdir adlı yazımızı da mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.!
YanıtlaSil