14 Nisan 2015 Salı

“Çünkü burada bile eski acılar beni buluyor…”

Kısa ve keder dolu bir yaşamı oldu. 3 Temmuz 1883-3 Haziran 1924 tarihleri arasında yaşayan Franz Kafka, Prag’ta doğdu; Viyana yakınlarındaki Kierling Sanatoryumu’nda öldü. Çoğu insanın anlam veremeyeceği korkular yaşatıyordu içinde. Milena’ya, bir süt bardağını ağzına götürmekten korktuğunu söylemişti. Bardak kolayca yüzünde patlayabilir ve parçaları yüzüne sıçrayabilirdi! 

Franz Kafka

Ürkek bir adamdı. Çekingen ve alçakgönüllü tavırlarıyla annesine daha çok benziyordu. Ezbere dayalı eğitim sisteminden nefret ediyordu. Ruhuna yerleşmiş kaygılar çocukluk yıllarının izleriydi. Şefkatten uzak ve şiddetli babası Kafka’nın korkularının kaynağıydı. Babasının isteği üzerine Prag Üniversitesi’nde hukuk okudu. En yakın arkadaşı Max Brod ile ünlü sigorta şirketi Assicurazioni Generali’de çalışırken tanıştılar.

Berlinli Felice Bauer, Kafka’nın yazdığı beş yüzden fazla mektubun esin perisiydi. İki kez nişanlanmalarına rağmen evlenemediler. Kafka, Aralık 1917’de Prag tren istasyonunda Felice'i uğurladıktan sonra Brod'un yanına gidip hıçkırarak ağlamıştı. 

Onu bir daha göremeyecekti.  

Felice Bauer ve Franz Kafka

Kafka modern bir yazardı. Eserlerinde suç, özgürlük, sorumluluk ve yabancılaşma temalarını işledi. Otorite karşısında bireysel tavırlar sergilemeyi önemsedi. İlk eserleri, Bir Savaşın Tasviri, Taşrada Düğün Hazırlıkları gibi uzun öyküleriyle birlikte kısa düzyazılardı. Bir gecede tamamladığı öyküsü Hüküm bir baba ile oğlunun ilişkisini anlatıyordu. Dönüşüm dünyadaki en uzun ve etkileyici öyküler arasındaki yerini aldı. İlk romanının birinci bölümü Kayıp adıyla 1913’te yayımlandı. İkinci romanı Dava ile Ceza Sömürgesi’ni de arka arkaya yazdı.

“Gregor Samsa bir sabah, sıkıntılı rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında ürkütücü dev bir böceğe dönüşmüş buldu.” DÖNÜŞÜM'den.


Milena Jesenska

Yeterince sağlıklı bulunmadığı için Birinci Dünya Savaşı’nda orduya alınmadı. 1917 yılında vereme yakalandı. Eserlerini Çek diline çevirmek isteyen Milena Jesenka ile tanışması Kafka’yı çaresiz bir aşka sürükledi. Kafka 38 yaşındayken Milena ondan 12 yaş daha gençti. Üstelik evliydi. İhtirasın işkenceye dönüştüğü, mektuplarla bir araya gelebildikleri bir aşk yaşamaya başladılar. 

Ancak üç kez yüz yüze görüşebildiler.

“Sevgili Milena,
Uzun zamandır sana yazmaya başladığım bir mektup parçası burada duruyor. Ama sürdürmek zor. Çünkü burada bile eski acılar beni buluyor, saldırıyor ve alaşağı ediyorlar.” MILENA'YA MEKTUPLAR'dan. 

Kafka’nın hastalığı gün geçtikçe şiddetleniyordu. 1919’da geçirdiği ağır grip yüzünden hastaneye yattı. Son günlerini Dora Diamant adındaki kızın sevgisine sığınarak son altı haftasını da sanatoryumda geçirdi. 

İsteği üzerine Dora, pek çok öyküsünü yaktı. 

Şato tamamlanamadan öldü. Mektuplarını, hikayelerini ve romanlarını dostu Max Brod'a bırakmıştı. Vasiyeti ise hepsinin yok edilmesiydi. Ama Brod arkadaşının isteğini yerine getirmedi ve 1925’ten itibaren roman parçalarını yayımlamaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder