Mumun
ışık kaynağı olarak kullanıldığı ilk uygarlık Eski Mısır. Mısır ve Girit’te ele
geçen tarihi şamdanlar da bunun en önemli işareti. İlk mumlar ana malzemesi
hayvansal yağlar olan, özellikle koyun ve sığırdan elde edilen iç yağlardan
hazırlanan yanıcı bir yığın halinde. Mum, ancak Roma döneminde günümüzdekine
benzer bir şekle kavuşuyor.
Ortaçağ
Avrupasında arıcılığın gelişmesi sonucunda balmumunun mum yapımında
kullanılması yeni ve daha ışıklı bir dönemin kapılarını aralıyor....
18’inci
yüzyılda gözü pek denizciler, son derece kıymetli bir ete sahip olan ispermeçet
balinalarının peşine düşüyorlar. İspermeçet balinalarının baş kısımlarında
bulunan büyük miktardaki yağlar, mum yapımında kullanılmaya başlanıyor.
Mum
ve mum yapımının dönüm noktası 19’uncu yüzyıl. Fransız kimyacı Michael Eugene
Chevreul, hayvansal yağların içindeki yağ asitlerini özellikle de önemli bir
yağ asidi olan stearin asidini keşfediyor. Bu keşif, mum üretiminde bir çığır
açıyor.
Mumlar
geçmişte pek çok dinde ve dinsel ayinlerde kullanılmış. Bazı inançların mabetlerinde
mumun varlığı bugün de geçerliliğini koruyor.
Uzak
Doğu felsefesi Feng Shui’de de özel anlamlara sahip mum. Mor renkli mumun evde
zenginlik ve bereketi artırdığına inanılıyor. Pembe mumun, sevgili ve eşle olan
ilişkilere sıcaklık kattığı ve dayanışmayı artırdığına dair inanç oldukça
yaygın. Yine aynı felsefeye göre mumda yeşil, yaratıcılığı artırıyor ve
bulunduğu ortama ferahlık duygusu veriyor. Aşkı kuvvetlendiren kırmızı mum,
enerji ve sevgi saçıyor. İlişkilerde iletişimi artırdığına inanılan mavi mum,
dürüstlüğün ve saflığın etkilerini saklıyor.
Hayatın
birçok alanında büyülü atmosferiyle karşımıza çıkıyor mum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder