2 Aralık 2014 Salı

Bilim dünyasına yön verdi, İbni Sina

İbni Sina, Ağustos 980’de Buhara yakınlarındaki bir kasabada doğdu, 21 Haziran 1037’de Hamedan’da öldü. Maveraünnehir Türklerindendi. Eğitimini Buhara’da gördü. 14 yaşına geldiğinde öğretmenlerini aşmaya başlamıştı. 16 yaşında tıbba döndü, yeni tedavi yöntemleri geliştirdi. 19 yaşına geldiğinde ise hekim unvanını kazanmıştı. Ücret almadan hastaları tedavi ediyordu.
Latin dünyasında “Avicenna” ve “Hekimliğin Hükümdarı” isimleriyle tanındı. 

Batı dünyasında Avicenna olarak bilinen İbni Sina

Abbasiler zamanında, Antik Yunan ve Hint kültürlerine ait eserlerin Arapçaya çevrilmeleri nedeniyle bilim dünyasında Arapça ortak dil olarak kullanılmaya başlanmıştı. Bu nedenle İbni Sina, çoğu eserini Arapça kaleme aldı. Nadir olarak Farsça eserler ve Türkçe şiirler de yazdı.

Ağır hastalığa yakalanan Buhara Emiri Nuh İbni Mansur’u iyileştirince Sıvanülhikme denilen saray kütüphanesinde çalışma izni verildi. Antik Yunan filozoflarıyla Anadolu düşünürlerinin araştırmalarını ve gözlemlerini inceledi. 22 yaşındayken önce babasını ardından da Nuh İbni Mansur’u kaybetti. Ve Buhara’yı terk etmek zorunda kaldı.

İslam coğrafyası bölünmüştü, prenslikler arasında iç karışıklıklar sürüyordu. Bilim dünyasına damgasını vuran eserlerini en zor yıllarda üretti. 

Eserleri, yüzyıllar boyunca Avrupa'ya önderlik etti

İbni Sina, filozof, usta bir hekim, mantık ve bilim adamı, matematikçi, doğa alimiydi. Kendinden önce El-Razi, Farabi gibi dünya çapındaki bilim adamları tıp ve felsefe alanlarında yeni adımlar atmışlardı. Devrin yükselişinden sonuna kadar faydalanan İbni Sina, ömrünü Belh, Hamedan, Horasan, Rey ve İsfahan'daki muhteşem kütüphanelerde geçirdi.

İbni Sina’nın en tanınmış eserleri, Kitabü'ş-Şifa, El-Kanun fi't-Tıb, Ennecat ve son felsefi eseri sayılan El’işarat’tır. El-Kanun, dünyada ilk kez kanıta dayalı tıp, deneysel tıp, klinik testler, verimlilik analizi, risk faktörü ve sendroma dayalı hastalık teşhisi gibi kavramları gündeme getirdi. Ayrıca, kitapta ilaçların deneysel amaçlı kullanımı sırasında uyulması gereken kurallara da yer verilmişti.

El-Kanun, 12’nci yüzyılın sonlarında Gerard de Cremone tarafından Latinceye çevrilince Batı dünyasında patlama etkisi yarattı. 13’üncü yüzyılda hemen her eseri Latinceye çevrilmişti. Montpellier ve Louvain gibi önemli Batı üniversitelerinde İbni Sina okutuluyor, fikir hareketleri eserlerinin önderliğinde başlıyordu. Batı dünyasındaki otoritesi 17’nci yüzyıla kadar sürdü, neredeyse 600 yıl boyunca Avrupa’ya hükmetti.

Mikroskobun henüz keşfedilmediği bir çağda tıp araştırmaları yapan İbni Sina, bazı hastalıkların bulaşmasında gözle görünmeyen yaratıkların etkisi olduğunu fark etmişti. Keşfi, mikropların varlığını sezmekten başka bir şey değildi. Küçük ve büyük kan dolaşımını birbirinden ayıran hekim olarak bilinen İbni Sina, yasak olmasına rağmen kadavralar üzerinde çalıştı. Bazı buluşları kimya biliminin yol almasında etkili oldu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder