“Muhlisi”
mahlası ile şiirler imzalayan bir şair, nesih yazısıyla Süleymanname’yi kaleme
alan bir hattat. Seferlerin güçlü muhafızı, ilim meclislerinin değerli
öğrencisi. Manisa'da bulunduğu sırada cami, saray, türbe ve çeşmeler yaptıran Şehzade
Mustafa.
Osmanlı
tarihinde adına sayısız mersiye yazılmış tek şehzade.
Mustafa
Süruri Efendi’nin Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı mektupta “Cihan padişahı
babası gibi adil/Atası Sultan Selim gibi yavuz ve korkusuz/Büyük atası Sultan
Mehmet gibi zeki/Devlet-i Aliye'nin gördüğü en parlak şehzade” sözleriyle
anlatılan.
Şehzade Mustafa'yı tasvir eden minyatür |
Hayranlık
kazanan şehzade
Kanuni
Sultan Süleyman'ın Mahidevran Sultan'dan olan oğlu Şehzade Mustafa; Saruhan,
Amasya ve Konya Sancak Beyi görevlerinde bulundu. 1515’de, babasının şehzadeliği sırasında Manisa’da dünyaya geldi. Mustafa, tahtın en
güçlü varisiydi. Büyüdükçe görünümü ve hareketleri ile dedesi Yavuz Sultan
Selim’i andırıyor, hem Yeniçeri’nin hem de halkın hayranlığını kazanıyordu.
Sarayı
kuşatan entrikalar
Hürrem
Sultan’ın saraya girmesinden ve dört şehzade doğurmasından sonra Şehzade
Mustafa’ya yönelik entrikalar sahnelenmeye başlandı. Hürrem Sultan’ın en büyük
amacı, Kanuni’den sonra kendi oğullarının tahta geçmesiydi. Osmanlı Devleti’nin
Safevi Devleti (Bugünkü İran) ile mücadele içinde olduğu yıllardı. Ortam,
istismara açıktı ve Şehzade Mustafa’nın katledilmesinde dönemin hassasiyetinden
yararlanıldı.
Oğlunun
ölüm fermanını imzalayan baba
Bazı
tarihçilerin yorumlarına göre, Hürrem Sultan devletin en kritik noktalarına kendi
taraftarlarını getirmeyi başarmıştı. Sürekli olarak genç şehzadenin aleyhine deliller
ve şahitler buluyordu. Sadrazam Rüstem Paşa’nın, kızı Mihrimah Sultan ile evlenmesini
sağlamış, saraydaki konumunu daha da güçlendirmişti.
Şehzade Mustafa'nın katledilişini anlatan 18. yüzyıl gravürü |
Tarihi kaynakların kimisinde Rüstem Paşa’nın, Şehzade Mustafa’nın aleyhine sahte mektuplar ürettiği söylenir. Mektuplarda, Şehzade Mustafa Safevi Devleti’nin şahı ile yazışmakta ve Kanuni’ye devirmek üzere hain planlar yapmaktadır. Önceleri çok sevdiği ve güvendiği oğlu hakkındaki iddialara inanmayan Kanuni, zamanla ikna olur. Oğlunun ölüm fermanını imzalar.
Otağ-ı
Hümayun’a davet
Kanuni
Sultan Süleyman gücünü ortaya koymak üzere sefere çıkmıştır. Şehzade Mustafa da
ordusu ile birlikte babasına katılacaktır. Şehzade Mustafa’yı ikaz edenler olur,
o kulak asmaz. Hatta çadırına bir ok saplanır. Okun ucunda bir mektup vardır ve
mektupta babasından sakınması gerektiği yazılıdır. Şehzade mektubu da dikkate
almaz. Babası Kanuni Sultan Süleyman’ı çok özlemiştir ve ona güveniyordur.
Dilsiz
ve sağır yedi cellat ile boğuşma
Babasının elini öpmek üzere Otağ-ı Hümayun’a yürür. Oysa çadırda bekleyen
Kanuni değil, yedi cellattır. Osmanlı geleneklerine göre hanedan üyelerinin ölürken
kanının akmaması gerekmektedir. Sağır ve dilsiz yedi cellat, Mustafa’yı boğmak
için üzerine çullanırlar. Ancak yiğit şehzade ile baş edemezler.
Şehzade
Mustafa, cellatlardan kurtulmayı başarmıştır. Çadırdan çıkmak üzereyken içeride
saray görevlilerinden Zal Mahmut Ağa’yı görür. Zal Mahmut Ağa, Şehzade Mustafa’nın
yetişmesini sağlamış, ona yoldaşlık etmiş biridir. İki adım daha atsa dışarı
çıkıp kurtulacaktır. Ancak güven duygusu ile Zal Mahmut Ağa’nın yanına gider.
Ne var ki Zal Mahmut Ağa, Hürrem Sultan tarafından satın alınmıştır. Şehzade Mustafa’yı arkadan
boynuna doladığı kementle boğarak öldürür.
Tarihi
kaynakların anlattığına göre, Şehzade Mustafa’nın gencecik cesedi bir İran halısının
üzerinde gün boyunca sergilenir. Bu, Kanuni’nin Safevi Devleti’ne mesajıdır. Daha
sonra cenazesi Bursa’ya gönderilerek defnedilir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın portresi |
Hazin son, büyük acı
Şehzade
Mustafa’nın ölümü Yeniçeri ve halk arasında infial yaratır. Yeniçeriler,
olaydan Rüstem Paşa’yı sorumlu tutarlar. Çadırına saldırsalar da ele
geçiremezler. Mateme girerler ve o kara gün boyunca yemek yemeyi
reddederler. Kanuni artan baskılar karşısında Rüstem Paşa’yı görevden alıp
yerine Kara Ahmet Paşa’yı atamak zorunda kalır. Ancak Hürrem Sultan ile kızı Mihrimah
Sultan, Rüstem Paşa'yı sadrazamlığa tekrar getirebilmek için boş
durmayacaklardır. Kara Ahmet Paşa idama giderken Rüstem Paşa tekrar sadrazamlık
koltuğuna oturacaktır.
Şehzadenin
hocalarından Mustafa Süruri Efendi, yaşanan hazin olaylar üzerine Kanuni Sultan
Süleyman ile tüm hukukunu keser. Teklif edilen resmi görevleri reddeder.
Genç
ve yiğit bir şehzade olan Mustafa’nın ölümü üzerine yüzlerce mersiye yazılır. “Meded
meded bu cihanın yıkıldı bir yanı/Ecel celalileri aldı Mustafa Han'ı/Dolundu
mihr-i cemali bozuldu erkanı/Vebale koydular al ile Al-i Osman'ı” dizeleri
Taşlıcalı Yahya Bey’e ait olandır.
Tüm yaşananlara rağmen saray entrikaları bitecek gibi değildir. Yeniçeri’nin “Şehzade Mustafa öldü ise
oğlu var, tahta o geçer!” dediği rivayetleri sarayda çalkalanır. Bunun üzerine
Kanuni Sultan Süleyman, Şehzade Mustafa’dan olan torunu Şehzade Mehmet’in de boğdurulmasını
emreder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder