10 Temmuz 2015 Cuma

Belki daha güzel bir hayat olabilirdi… Ömer Şerif

Arabistanlı Lawrence ve Doktor Jivago filmleriyle uluslararası üne kavuşan Mısırlı aktör Ömer Şerif, bugün Kahire'de geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda etti. 


Arabistanlı Lawrence filmiyle tüm dünyada tanındı

10 Nisan 1932 günü, İskenderiye'de, Michel Demitri Chalhoub adıyla doğan Ömer Şerif’in babası varlıklı bir tüccardı. Annesi ise kumara olan düşkünlüğüyle tanınan bir kadındı. 10 yaşındayken kilo vermesi için katı eğitimiyle bilinen bir yatılı okula gönderildi. Burada tiyatroya katılan Ömer, ilk olarak The Invisible Duke adlı oyunla sahneye çıktı. Sinema dünyasına adım atışı ise Sira Fi al-Wadi adlı Mısır filmiyle oldu.

The Blazing Sun sayesinde şöhretle tanıştı. Aktör olmasına şiddetle karşı çıkan babasını mahcup etmemek için ‘Ömer Şerif’ adını kullanmaya başladı. 1962 tarihli Arabistanlı Lawrence rolüyle iki Altın Küre’ye ve Oscar'a aday olan aktör, üç yıl sonra Doktor Jivago filmiyle Altın Küre'yi kazandı. 

Kahverengi gözleri Amerikan sineması için ilgi çekiciydi

Katolik inancına göre yetiştirilen Şerif, sevdiği kadın Faten Hamama’nın da etkisiyle İslam dinini seçti. Ancak Ömer Şerif’in parlayan şöhreti evliliklerine zarar vermeye başlamıştı. Çift boşandı. Faten Hamama yeni bir evlilik yaparken Ömer Şerif; Ingrid Bergman, Barbra Streisand ve Catherine Deneuve gibi ünlü isimlerle sayısız beraberlik yaşadı.


Sanki Annesinin kumar tutkusu Ömer Şerif’te devam ediyordu. Bir gecede, 750 bin sterlin kaybettiği zamanlar oluyordu. Kıyafetleri dışında sahip olduğu her şeyini yitirmiş, borç batağına saplanmıştı. Yalnız ve parasız bir adama dönüşmüştü. Mutsuzluğunun ve kumar tutkusunun gerekçesi olarak ise doğru kadınla karşılaşmamasını gösteriyordu. Telefon parasını dahi ödeyemeyecek duruma gelmişti. 

Gerçekten sevdiği tek kadın Faten Hamama ile...

Son yıllarında ülkesi Mısır’a döndü. Artık otel odalarında geçen yalnız bir yaşam sürüyordu. Sene başında Alzheimer hastalığına yakalandığı açıklandı. Hayatı boyunca sevdiği tek kadının ölüm haberini alınca hastalığı daha da ilerledi. 


Otel odalarında geçen yalnız bir yaşam

1999 yılında verdiği bir söyleşide, “Mutlu olduğum anlar var, ancak olmadığım anlar da var. Belki bazı insanların benimkinden daha güzel hayatları vardır. Umut ediyorum ki öyledir” demişti. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder